Son güncelleme tarihi: February 03, 2021
Yönetilen hizmetlerde güncel eğilimler
Yönetilen hizmetler sektöründeki gelişmeler, IT’deki gelişmelerle doğru orantılıdır.
Nedenini sorabilirsiniz.
Cevabı çok basit. MSP’ler, teknoloji alanındaki uzmanlıkları için işe alınırlar. MSP’ler faaliyetlerini devam ettirmek ve rakiplerini geride bırakmak için doğaçlama yaparlar, süreçlerinde, teknolojik alt yapılarında yönetim uygulamalarında değişiklikler yaparlar.
Yönetilen hizmetler sektörüyle ilgili bazı verilere göz atalım:
- IT hizmetlerinin %59’u geleneksel arıza giderme modelinden yönetilen hizmetler sözleşmesi modeline geçiş yapmıştır.
- Kuruluşların yaklaşık %45’i, bir yönetilen güvenlik hizmeti sağlayıcısıyla ortak olmayı planlıyor.
- Kuruluşların %42’si buluttaki veri ve uygulamalarını korumak için ek güvenlik yazılımı kullanır.
- 2019 itibarıyla şirketlerin %60’ı barındırılan bulut hizmetlerinde yer alıyordu.
- 2019’da IT dış kaynak kullanım geliri 66,5 milyar dolardı.
Bu veriler dikkate alındığında, dünyanın dört bir yanındaki şirketlerin, iç kaynakların belirli süreçleri ve iş işlevlerini ele almak için yetersiz kaldığı gerçeğini kabul etmeye başladıkları sonucunu çıkarabiliriz. Bir işin verimli şekilde yürütülmesi ve değişen pazar eğilimlerinin ve sektör düzenlemelerinin takip edilmesi için MSP’lere ihtiyaç duyulur.
İster dış kaynak kullanımı ister bulut hizmetleri ister IoT ister hiper yakınsanmış alt yapılar olsun, yönetilen hizmetler sektörünü alt üst eden tüm güncel eğilimlere göz atalım.
Dış Kaynak Kullanımı
Çoğu köklü işletme, dahili bir IT ekibinin yeterli olmayacağını fark etmiştir. IT sektöründe sürekli artan kesintilerle başa çıkılması oldukça maliyetli olmaktadır. Öte yandan çoğu küçük işletme, daha büyük şirketlerin karşılayabileceği dahili destek hizmetlerini karşılamayı göze alamaz. Dolayısıyla dış kaynak kullanımı tercih edilir.
Veri güvenliği endişeleri devam etse de, dünyanın dört bir yanındaki işletmelerin %78’i dış kaynak kullanım ortakları hakkında olumlu düşünüyor. Sadece ABD her yıl 300.000’den fazla iş için dış kaynak kullanmaktadır. Bu veri, dış kaynak kullanımı eğiliminin işletmeler arasında hâlâ nasıl öne çıktığının net bir resmini ortaya koyuyor. MSP’ler, geniş bir pazar alanına ulaşmak için bu imkândan yararlanabilir.
Bulut
Bulut endüstrisi, erişimini IT sektörünün her köşesine kadar genişletmiştir. En küçük işletmeler bile küresel faaliyet göstermeyi hedeflediğinden ve bulut her yerden hizmet sağlama imkanını kolaylaştırıldığından her geçen gün daha fazla ilgi görüyor.
Bulut teknolojisi, işletmelerin dijital dönüşümünü iyileştirmek için yeni platformlar oluşturma amacıyla kullanılmaktadır. Öte yandan çoğu kuruluş, beceri ve dahili alt yapı eksikliği nedeniyle süreçlerini bulut platformlarına taşıyamamaktadır. MSP’ler, kuruluşların bu teknolojiyi iş süreçlerinde kolayca ve uygun bir fiyata kullanmalarına yardımcı olabilir.
Otomasyon
Otomasyon, bulut bilişim veya dış kaynak kullanımı ile aynı hızda benimsenmekte. IT sektörü, kuruluşların bir sistemden diğerine veri göçü gibi tekrarlayan rutin görevleri azaltmasına yardımcı olduğundan otomasyon sayesinde büyük bir değişimden geçiyor.
Basit kural tabanlı otomatik görevler, IT ekiplerinin daha verimli olmasına yardımcı oluyor. Bu da yalnızca insan hatasını ve çözüm sürelerini azaltmakla kalmayıp, aynı zamanda daha kritik görevler için insan gücünden tasarruf sağlıyor. Otomasyon alanında uzmanlığa sahip MSP’ler, (İK, finans, seyahat ve pazarlama gibi) işletmeler genelinde iş fonksiyonlarına büyük faydalar sunabilir ve işletmelerin kârlılığını maksimuma çıkarabilir.
IoT ve blok zinciri
Şu anda IT sektöründeki en ezber bozan teknolojilerden bazıları IoT ve blok zinciridir. IoT, cihazları bir ağ üzerinden birbirine bağlayarak cihazların insan müdahalesi olmadan birbirleriyle etkileşime girmesini sağlarken, blok zinciri IoT cihaz, platform ve uygulamalarına merkezi olmayan ve yüksek düzeyde ölçeklenebilir bir ortam sunan bir dağıtık defterdir.
Blok zinciri teknolojisi, iki cihaz arasındaki iletişimin yapısını belirlemek ve bu cihazların durumunu izlemek için kullanılabilir. İkisinin birleşimi, IoT cihazlarını artan güvenlikle güçlendirir (şu anda bu teknolojiyle ilgili en büyük endişelerden birini çözüme kavuşturur) ve IoT ekosistemlerine çok gerekli olan şeffaflığı getirir.
(Blok zinciri teknolojisi üzerine kurulu olan ve belirli koşullar karşılandığında gerçekleştirilen) akıllı sözleşmeler gibi uygulamalar, IoT uyumunu iyileştirebilir ve ayrıca IoT özelliklerinde büyük iyileştirmeler sağlayarak teknolojinin maliyet verimliliğini artırabilir. IoT ve blok zinciri alanında uzmanlığa sahip MSP’ler, kuruluşların bu teknolojileri benimseyerek piyasada gündemde kalmalarına yardımcı olabilir.
Hiper yakınsanmış alt yapı
Hiper yakınsanmış alt yapı (HCI) depolama, bilgi işlem ve ağ oluşturmayı akıllı yazılımla tek bir sistemde birleştirir. Eski alt yapıyı tek bir alt yapıyla değiştiren esnek yapı taşları oluşturur. Bu da iş süreçlerini daha verimli hale getirir, veri merkezi karmaşıklığını azaltır ve ölçeklenebilirliği artırır.
Kuruluşlar rakiplerini geride bırakmak için basitleştirilmiş yönetim, artan performans ve daha kısa pazara sunma süresi talep ediyor. Bunun için de HCI gibi teknolojiler artık bir iş gerekliliği haline gelmektedir. MSP’ler, uzman ekipleri mevcut ve değişen ihtiyaçları anlayabildiklerinden işletmelerin HCI’yi kurmalarına yardımcı olabilir.
Birleşme ve satın almalar (M&A)
Bir MSP’nin MSP işinde bir adım öne geçmek için ya yeni teknolojilere yatırım yapmaya ve kendini farklılaştırmaya devam etmesi ya da başka bir şirket satın alarak veya kendisini satın alınacak bir işletme olarak konumlandırarak M&A dünyasına girmesi gerekir.
Siber güvenlik tehditleri ve kalifiye profesyonel eksikliği, küçük MSP’leri birleşme ve satın almalara yönlendirir. Bütünsel bir hizmet deneyimi sunmak için daha köklü MSP’ler, her şeyi tek bir çatı altında toplamalarına yardımcı olan kuruluşları satın alır.
Artan güvenlik
Ab2015’te %54, şu anda yaklaşıkut %85 işletme bulut üzerinden hassas veri kullanıyor ve bulutta harici olarak paylaşılan belgelerin ortalama %9,3'ü hassas içerik içeriyor. Bu nedenle işletmelerin IT alt yapılarını güvence altına almaları çok önemlidir.
Bunun için en önemli gereklilik, risk altındaki tüm temas noktalarını belirlemek ve bunları güvence altına almak için çözümler sunmaktır. IT güvenlik hizmetlerinin kurum içi uygulamasından sonra eksikliklerin tespit edilmesi bu eksiklerin izlenmesi büyük önem kazanır. Nihayetinde kuruluşlar herhangi bir saldırı durumuna karşı acil durum planlarını hazır etmelidir. Sınırlı bir IT bütçesi, bu alandaki uzmanlık eksikliği ve kısıtlı kaynaklar, kuruluşların tüm bunları yapmasını imkânsız hale getiriyor.
Veri güvenliği konusunda uzmanlığa sahip MSP’ler, yalnızca müşterilerinin IT alt yapısının güvenliğini sağlamaya yardımcı olmakla kalmayıp, aynı zamanda 7/24 izleme sağlar ve müşterilerin güvenlik önlemlerini optimize etmelerine ve düzenlemelere ayak uydurmalarına yardımcı olur. Siber saldırı riskinin artmasıyla birlikte, giderek daha fazla kuruluş, yeteneklerinden yararlanmak üzere MSP’lere yönelecektir.
Hizmet Olarak Alt Yapı (IaaS)
Bu modelde hizmet sağlayıcılar, genellikle tesiste bir veri merkezinde bulunan alt yapı ögelerini barındırır. Bu hizmet, kuruluşların talepleri karşılamak için hızla ölçeklenmesine yardımcı olmak için sanallaştırma katmanının yanı sıra donanım, yazılım, depolama, sunucular ve ağ bileşenleri gibi ögeleri içerir.
IaaS ayrıca kuruluşların maliyetleri düşürmesine, kurum içi alt yapıyı yönetmek için harcanan zamanı azaltmasına ve son kullanıcıları için hizmet düzeylerini iyileştirmesine olanak tanır. Bu model, donanım, diğer bileşenler veya sahada destek için bekleme sürelerini tamamen ortadan kaldırır.
IaaS’ın abonelik esaslı faturalama modeli ölçeklenebilirlik, maliyet ve güvenlik açısından işletmelere birçok avantaj sunar. Birçok MSP ve VAR, işletmeler arasında giderek daha fazla çekicilik kazandığı için bu hizmet modelini tercih ediyor.